11 Ağustos 2009 Salı

ARKEOLOJİK ACI...

Arkeoloji...Neredeyse ülkemizde çoğu insanın hayalindeki meslek desem abartmış olmam sanırım.Herkesin arkeoloji ile ilgili mutlaka bir hikayesi veya soracağı soru vardır.Açıkcası insanların hikayelerine ortak olmak ve onların sorularına yanıt vermek,verdiğimiz yanıtlarla onları tatmin edebilmek çok keyifli bir şey.
Arkeoloji amatör anlamda(defineci olarak değil !!!) çok keyifli ve heyecan verici...Fakat daha profesyonel baktığımızda maalesef günümüzde aynı heyecanı ve keyfi alamıyoruz.Günümüzde sözde kültürel mirası koruma politikaları o kadar boş ve yalan ki...Küçük hesaplar peşinde koşan,rant davaları için herşeyinden(insanlığı dahil) vazgeçen o kadar çok materyalist zihniyet var ki..Malesef insanlığın kültürel mirası bu tip mikroplardan dolayı her geçen gün yok oluyor,talan ediliyor.Talanın birde farklı bir boyutu var:definecilik!!!Acı bir gerçek var ki Türkiye'de 60.000 den fazla defineci solumakta fakat arkeolog sayısının 60.000 e ulaşmasına daha çok var.Ulaşmakta yetmez,istihdam alanı lazım.Ve başka bir acı gerçek var ki ; ülkemizde herhangi bir üniversitenin arkeoloji bölümünden mezun olan bir kişinin pratik bilgisi yani arazi bilgisi bir defineciden daha az.Defineci dediğimiz insanların konuya daha hakim olması trajikomik bir durum değil mi?
Demekki hem akademik anlamda hem de politik anlamda revizyon elzemdir.Peki kim yapacak bu revizyonu?Yıllardır kazısını yapmasına rağmen bir tanecik yayını olmadan profesör olan sevgili,sayın,emsalsiz bir o kadar da kibirli ve göklerde uçan ve malesef hoca sıfatını alan kişiler mi yoksa 50 yıllık ömrü olan bir baraj için binlerce yıllık tarihi olan bir alanı yok etmeye razı olan bozuk zihniyetli canlılar mı?
Bu yazdıklarım elbette çok yüzeysel..Ve sahip olduğumuz sorunlarımızın sadece birkaçı..Vahim durumlar, acınası vaziyetler fazlasıyla mevcuttur.Birşeylerin düzelmesini istiyorsak değişikliğe kökten başlamak gerekmez mi???Çok uzun vadede sonuç almamız kaçınılmaz olsa bile zararın neresinden dönsek kar değil mi???

Efe SUBAŞI